Reisi’nin düşen helikopteri: kaza mı? sabotaj mı? İranlı bir diplomat Haber 7’ye konuştu
- GİRİŞ21.05.2024 08:02
- GÜNCELLEME21.05.2024 08:04
Pazar günü öğleden sonra İran’dan gelen haber, bütün gözlerin bir anda yeniden bu ülkeye çevrilmesine neden oldu.
“Yeniden” diyoruz zira, son dönemde Ortadoğu’daki önemli ve gerilimli gelişmelerin adreslerinden biri de bu ülke oldu.
Pazar öğleden sonra gelen haber, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın da içinde bulunduğu helikopterin sert iniş yaptığı ya da düştüğü yönündeydi.
15 saat boyunca helikopter enkazına ulaşılamaması, helikopterin içindekilerin durumuyla alakalı umutlu bekleyişin devamını da sağladı.
Ancak, enkaza ulaşılınca anlaşıldı ki, helikopter dağlık bir araziye sert bir şekilde çarpmış ve içindekiler kısa süre içerisinde hayatını kaybetmişti.
HABER 7’YE KONUŞAN İRANLI DİPLOMAT: ŞU ANKİ RESMİ POZİSYONUMUZ ‘KAZA’ OLDUĞU YÖNÜNDE
‘Kaza’nın hemen akabinde, sorular üst üste zihinlere üşüştü tabi.
Konu İran olunca, konu İran Cumhurbaşkanı ve beraberindekiler olunca, konu bir helikopterin düşmesi olunca, sabotaj mı sorusu hemen akla geldi.
Tahran’ın ilk refleksi, işin bu kısmına girmeden, bir yönetim zafiyeti olmaması adına adımlar atmak biçiminde karşımıza çıktı.
Ülkenin bir numarası, dini lider Ali Hamaney, hem cumhurbaşkanlığı, hem de dışişleri bakanlığı makamlarına hızlıca atamalar yaptı.
Bu şekilde bir yönetim boşluğu oluşmaması sağlanmış oldu.
Bununla birlikte olayın kaza mı, sabotaj mı olduğu yönünde Tahran’dan net mesajların verilmemiş olması da dikkat çekiciydi.
Olayın ne olduğu kadar, İran’da nasıl algılandığı önemliydi.
Ondan da önemlisi, nasıl lanse edileceği sorusuydu.
Dün akşam saatlerinde, İranlı bir diplomata ulaşarak Reisi’nin helikopterinin kaza sonucu mu, sabotaj sonucu mu düştüğü sorusunu yönelttim.
İranlı muhatabım, ‘şimdilik’ kaydını düştükten sonra, “Olayla alakalı resmi pozisyonun ‘kaza’ şeklinde olduğunu” ifade etti.
Sonra da şöyle devam etti:
“Havanın sisli olması, helikopterin geçişi sırasında yağmurlu bir havanın olması ve bölgenin ormanlık bir bölge olması nedeniyle oluşan bir kaza. Ancak kesin sonuç, teknik ve fenni çalışmalar bitirildikten sonra belli olacak.”
İRANLI DİPLOMAT: “AZERBAYCAN’LA İLİŞKİLER YUMUŞAMA YOLUNDA İLERLEMEYE DEVAM EDER”
Helikopter kazası olduğunda İran Cumhurbaşkanı Reisi, Doğu Azerbaycan eyaletinden baraj açılışı sonrası dönüş yolundaydı.
Öncesinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte baraj açılışı törenlerine katıldı. Reisi ve Aliyev, iki ülke sınırında, Aras nehri üzerinde, Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının açılışını yaptı.
Orada bir konuşma yapan Reisi, ülkesinin Azerbaycan’la son 2,3 senedir gerilimli bir noktaya sürüklenen ikili ilişkilerinin yumuşama yolunda olduğuna işaret eden mesajlar verdi.
“Bu projeler, İran ile Azerbaycan'ın bu gibi çok önemli büyük projeleri hayata geçirebileceğinin göstergesidir.” Dedikten sonra, kaza sonrası da çeşitli spekülasyonlara konu olan şu sözleri sarf etti:
“Bazıları bizim bir araya gelmemizi ve ortak başarılarımızı hoş karşılamıyor fakat bunlar bizim için önemli değil. Önemli olan ülkelerimiz, devletlerimiz ve halklarımız için iyi olanı hep birlikte hayata geçirmiş olmamız."
İsminin ve pozisyonunun belirtilmemesi şartıyla konuşan İranlı diplomata bu konuyu da sordum.
Bu konuya girince, İran ile Azerbaycan arasında buzları eritme anlamında önemli adımların atılmakta olduğu bilgisini aldım.
27 Ocak, 2023’te Azerbaycan’ın Tahran büyükelçiliğinde bir saldırı gerçekleşmişti.
Bir güvenlik amirinin öldüğü, iki kişinin yaralandığı saldırı sonrası Azerbaycanlı diplomatlar ülkelerine dönmüşlerdi.
Konuştuğum İranlı diplomat, ülkesinin Bakü ile ilişkilerinin yeniden yumuşama yoluna girmekte olduğuna işaret ederken önemli bir bilgi verdi, bir gelişmeden söz etti.
“Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği önümüzdeki hafta yeni adresinde yeniden açılacak” şeklinde bir bilgiydi bu.
“Helikopter kazası nedeniyle biraz gecikme olsa da, Tahran’daki Azerbaycan büyükelçiliği yeni yerinde kısa sürede açılacak” şeklinde devam etti konuştuğum isim.
Helikopter kazasının, Bakü ile ilişkilerin yumuşama yoluna girdiğini gösteren bir program ve o program sırasında yapılan açıklamalardan kısa süre sonra yaşanmış olması, sabotaj tartışmalarını başka bir yönden gündeme getirmiş oldu.
İran’la Azerbaycan’ın, İran’la Türkiye’nin arasının bozulmasını, hatta bu ilişkilerin çatışmalı bir iklime savrulmasını isteyenler yok mu?
Olmaz mı hiç?
Bu olayla bağlantılı, ya da bağlantısız olarak böyle bir arzu içinde olan çevrelere karşı her daim uyanık ve dikkatli olmak gerekiyor.
İranlı diplomatın anlattığına göre helikopter kazası ile alakalı böyle bir bağlamda bazı tartışmalar İran’da bazı çevrelerde de yapılıyormuş.
Ancak, bu tartışmalar olsa da, tekrar edelim, İran’ın şu anki pozisyonu, Reisi’nin helikopterinin ‘kaza’ ile düştüğü biçiminde.
AKINCI’NIN ENKAZI TESPİT ETMESİ: “ÖNEMLİ OLAN İLK KİM TESPİT ETTİ MESELESİ DEĞİL, ÖNEMLİ OLAN TÜRKİYE’NİN TAKDİR-İ ŞAYAN TUTUMU”
İranlı diplomata Türk İHA’sı Akıncı’nın Reisi’nin helikopterinin enkazını bulması meselesini de konuştuk.
Kaza gecesi saat 23’30’da Batman’dan havalanan Akıncı, 00’45’te kaza bölgesine ulaştı. Saat 02’36’da da kaza kırıma uğrayan helikopterin görüntüsü tespit edilerek enkazın koordinatların İranlı makamlara ulaştırıldı.
Bizim medya da, helikopter enkazını ilkin Akıncı’nın bulduğu şeklinde haberler çıktı.
İran’da buna itiraz edenler de oldu.
Benim konuştuğum İranlı diplomat ise, işin bu kısmına girmek istemedi.
Onun yerine Türkiye’nin gösterdiği refleksin değerine vurgu yapan ifadeler kullandı:
“Kimin önce bulduğu meselesi değil önemli olan. Önemli olan iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin bir yansıması. Ve Türkiye’nin bu yaklaşımının takdir-i şayan bir tutum olması.”
Yorumlar20