Ayasofya ve Kariye için hayal kırıklığı diyen Miçotakis’e Selanik’i hatırlatalım mı?
- GİRİŞ15.05.2024 09:02
- GÜNCELLEME17.05.2024 08:34
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, önceki gün Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir araya geldi.
Erdoğan ve Miçotakis, geçen yıl hemen hemen aynı tarihlerde yapılan seçimlerle güven tazeledikten sonra, ikili ilişkilerde bir ara savaşın eşiğine gelen gerilimi düşürmek adına önemli inisiyatifler yürüttü.
6 Şubat depremlerini bu anlamda bir milat olarak kabul etmek mümkün.
Öncesinde durum nasıl mıydı?
Özetle şöyleydi:
Birkaç sene içerisinde Yunanistan tarafında Türkiye’ye karşı savunma harcamaları ve silahlanma arayışları hızlı bir şekilde artmış, iki tarafta da bildiğiniz savaş hazırlıkları/provaları yapılır hale gelmişti.
2019 Kasım ayında Türkiye’nin Libya ile deniz sınırlarını yetkilendirme anlaşması yapması, Atina’da büyük bir endişeye yol açmıştı.
Onun öncesinde ise, Yunanistan Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerinin yanı sıra Mısır’la ilişkilerinin bozuk olmasını kendi lehine fırsata çevirmeye dönük ciddi hamleler yapmış bu da Ankara’yı fena halde rahatsız etmişti.
Bir ara, Suudi Arabistan’a ait savaş uçaklarının Girit’te Yunanistan’a ait savaş uçaklarıyla tatbikat yapmasına kadar gitmişti iş.
Öbür taraftan Yunanistan’ın Türkiye fobisinden yararlanan ABD, ülkedeki üs sayılarını artırmış, Fransa ise yine aynı korkuyu fırsata dönüştürerek Yunanistan’a milyarlarca avro değerinde savaş uçağı savaş gemisi satışı gerçekleştirmişti.
SON DÖNEMDE POZİTİF GÜNDEME ODAKLANMA NİYETİ ÖN PLANA ÇIKTI
Erdoğan ve Miçotakis Pazartesi günü yaptıkları görüşme ile kısa süre içerisinde 4’üncü kez bir araya gelmiş oldular.
Öncesinde Erdoğan’ın Miçotakis’e “Aramızdaki meseleleri üçüncü tarafları karıştırmadan konuşalım” şeklinde özetleyebileceğiz çağrıları da olmuştu.
Gelinen nokta, bir ara kesilen çoklu diyalog kanallarının yeniden açılması (İki ülke dışişleri ve Savunma Bakanlıkları arasında da mekanizmalar var) ve Erdoğan’ın Aralık ayında yaptığı Atina ziyareti sırasında imzalanan bildirgeye iki tarafın da sadakat gösterme iradesini göstermesi biçiminde anlaşılabilir.
Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi adı verilen o anlaşma ile iki taraf da dostane ilişkileri, karşılıklı saygıyı, barış içinde bir arada yaşamayı ve anlayışı geliştirmeye ve aralarındaki her türlü anlaşmazlığı barışçıl yollarla ve uluslararası hukuka uygun olarak çözmeye kararlı olduğunu beyan etmişlerdi.
Nitekim pozitif gündeme odaklanma düşüncesi ortak basın toplantısında yapılan açıklamalara da yansımıştı.
Ancak…
Yine basın toplantısına da yansıdığı gibi, iki ülke arasındaki anlaşmazlık konuları öylece yerli yerinde duruyor.
Miçotakis’in ülkesinde karşı karşı olduğu Türkiye konulu gerilimler nedeniyle basın toplantısında Ankara ile farklı düşündükleri hususlara dönük atıflar yapması dikkat çekiciydi.
“Buraya geldim ama bakınız Türkiye’ye karşı tezlerimizi de açıkça savunuyorum” der gibi bir hali vardı Yunan Başbakanın.
Bu ilk defa olan bir şey de değil.
Daha önce yine yüksek seviyeli görüşmeler sonrası gerilimli basın toplantıları yapıldığını biliyoruz.
Hepsinde, Yunan tarafının iç kamuoyuna dönük kaygıları bunun gerekçesini oluşturuyordu.
KARİYE CAMİİNİN AÇILIŞI ATİNA’YI RAHATSIZ ETTİ AMA…
Basın toplantısında gündeme gelen ve taraflar arasındaki görüş farklılıklarını yansıtan konulardan biri de Kariye Camii meselesiydi.
İlk sözü alan Erdoğan “Kariye Camimizi 2020'de aldığımız karar sonrasında titiz restorasyon sonucu yeniden ibadete ve ziyarete açtık. UNESCO kültür varlığı olan her bir eserin korunmasında tüm insanlığın istifadesine sunulmasına önem veriyoruz. Kariye Camii de herkesin ziyaretine açıktır" dedi.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis ise, bu konudan duyduğu rahatsızlığı işin içine Ayasofya’yı da katarak şöyle dillendirdi:
“Türk yetkililerin Bizans İmparatorluğu’na ait Kariye Manastırı’nı cami olarak kullanmaya yönelik son kararı ve Ayasofya ile ilgili eski karar beni büyük hayal kırıklığına uğrattı.”
SADECE SELANİK’TE ONLARCA CAMİ MİNARE VARDI. YUNANİSTAN HİÇBİR ESER BIRAKMADI
Televizyondan canlı olarak izlediğimde Miçotakis’in bu sözleri sarf edince, aklıma Selanik’in Osmanlı’nın elinden (tek kurşun sıkılmadan) çıkmadan önceki fotoğrafları geldi.
Kentin uzaktan çekilen fotoğraflarında onlarca minare, onlarca camii olması dikkat çekiyordu.
Atina dahil başka yerlerde de benzeri bir durum söz konusu idi.
Ama ne oldu.
O camilerin hiçbiri cami, o minarelerin hiçbiri minare olarak günümüze kalmadı.
Osmanlı dönemine ait Türklere ait bütün izleri silen Yunanistan’ın Ayasfoya ve Kariye Camii ile ilgili hayal kırıklığına vurgu yapmadan önce bu durumun bir muhasebesini yapması gerekmez mi?
Miçotakis’in, ülkesinde Osmanlı/Türk eserlerine dönük kültürel soykırım uygulamış bir ülkenin başbakanı değilmiş gibi sözler sarf etmesini nereye oturtmalıyız.
Yorumlar45