İran’ın ‘kontrollü saldırı’ tiyatrosu
- GİRİŞ15.04.2024 08:59
- GÜNCELLEME18.04.2024 12:05
İran’ın Şam’daki temsilciliğine Ramazan ayında yapılan saldırıda, aralarında İran ordusunun kalbi olarak bilinen Devrim Muhafızları Örgütü’nden üst düzey isimlerinde bulunduğu 13 kişi hayatını kaybetmişti.
Son saldırı diyorum zira, İsrail, uzunca bir süredir İran dışındaki İran hedeflerine düzenli bir şekilde saldırılar düzenliyor, üst düzey askeri yetkilileri hedef alıyor.
Şam’daki son saldırı ile alakalı olarak şöyle bir notu da paylaşalım:
Uluslararası hukuka göre başka ülkelerin temsilciliklere ait yerleşkeler o ülkeye ait topraklar olarak kabul edildiği için, bombalanan yer için “İran’a ait topraklardı” demek de yanlış olmaz.
Yani, bu saldırının büyüklüğü ile mütenasip bir reaksiyon göstermek İran’ın en doğal hakkı idi aynı zamanda.
Ha, buna rağmen Uluslararası kurulu düzenin büyük aktörlerinin, İsrail’e yine bir şey demeden İran’a yüzlerini dönüp, “Onlar böyle yaptı ama sen yine de cevap verme” diye özetleyebileceğimiz iki yüzlü bir tutum sergilemiş olduklarını da göz ardı etmeyelim.
Sonuçta İsrail’in yürüttüğü saldırı kampanyası, İran’ın fena halde canını yakıyor.
Şimdi soralım:
Peki, İran’ın Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece yaptığı eylem, İsrail’e dönük caydırıcı etkisi olabilecek, Tel Aviv’in İran hedeflerine saldırıyı bir daha asla aklından geçirmemesine yarayacak türden bir eylem miydi?
Buna verilebilecek cevap net bir şekilde “Hayır.”
İran Meclisi’nde toplanıp boş sandalyelere karşı zafer sloganları atan milletvekillerinin abartılı halleri de, İran Ordusu’ndan gelen zafer açıklamaları da, Tahran’da yine zafer sloganları atmak üzere bir araya gelen toplama grupların attıkları sloganlar da gerçeği değiştirmiyor.
İran’ın batı sınırına yakın bir yerlerden fırlatılan ve otobanda limitlerin biraz üzerinde hızla ilerleyen otomobil hızına sahip kamikaze Dronlar da diğer füzeler de bir işe yaramadı.
Bunların hemen tamamı düşürüldü.
İsrail’de sadece Negev’de füze isabetleri nedeniyle bir askeri üssün altyapısında hafif hasar meydana geldi, ayrıca bir küçük kız yaralandı.
TAHRAN’DAN VE TEL AVİV’DEN GELEN AÇIKLAMALAR…
Şimdi gelin hem biraz durum tespiti yapmamıza yardımcı olacak şekilde, hem de ilerleyen dönemde neler olup biteceğini tahmin etme anlamında iki taraftan yapılan açıklamalara bir bakalım.
İlk alıntı İran Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami’den:
-Sınırlı bir operasyon yaptık. Operasyon beklediğimizden de başarılı geçti.”
-Operasyonumuz, Siyonistlerin elçiliğimize yönelik saldırı için kullandığı kabiliyetleri hedef almamızla sınırlıydı.”
-İşgal altındaki topraklarda yaşayanlar, Siyonist yetkililer, işgal ordusu, teröristler ve Amerika, bu saldırıların büyük gücünün farkında.”
-Siyonistler çıkarlarımıza ve vatandaşlarımıza saldırı gerçekleştirirse, bizde karşı saldırı yaparız.”
-Siyonistleri son hatalarından ders çıkarmaya çağırıyoruz. Eğer cevap verirlerse, karşılığımız daha da şiddetli olur.”
İRAN’IN İSRAİL’E MESAJI: “SEN BENİM CANIMI YAKTIN, YAKIYORSUN. BENSE SENİN CANINI YAKMAYACAĞIM AMA YAKMIŞ GİBİ YAPACAĞIM. Kİ BİR DAHA BUNU YAPMAMALISIN”
Devrim Muhafızları Komutanı’nın ‘sınırlı bir operasyon yaptık’ şeklindeki sözlerine diyecek bir şey yok.
Evet, İran’ın daha fazlasını yapabilecek gücü de var.
Ancak sonuçlarına baktığımızda Tahran’ın Cumartesi gecesi ne yaptığının anlamı şundan ibaret kalıyor:
“Ben, benim canımı fena halde yakan saldırılarına karşı senin canını acıtmayacak bir karşılık veriyorum, bunu bu şekilde anla ve artık adamlarımızı hedef almayı bırak.”
İSRAİL ORDU SÖZCÜSÜNÜN AÇIKLAMALARI…
Şimdi de İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari’nin açıklamalarından bir özet geçelim:
-Negev çölündeki Nevatim hava üssünde sınırlı hasar meydana geldi ancak üste faaliyetleri devam ediyor.
-Atılan 300 kadar İHA ve füzenin yüzde 99’unu düşürdük.
-Bu çok önemli bir stratejik kazanım. İran tehdidi, İsrail ordusunun hava ve teknoloji üstünlüğü ile karşı karşıya kaldı.
-İran’ın ateşlediği 170 İHA’dan hiçbiri, İsrail hava sahasına girmedi. İsrail ve müttefikleri, hepsini dışarda vurdu. 30 seyir füzesinin hiçbiri İsrail hava sahasına girmedi. İsrail Hava Kuvvetleri 25 tanesini vurdu.
-120 balistik füzeden bazıları hava savunma sistemini aşarak Nevatim üssünü vurdu, altyapıda ufak hasar meydana geldi, ancak üs faaliyetlerine devam ediyor.
-İran, üssü felç edip kabiliyetlerimize zarar verebileceğini sandı, ama başarışız oldu.”
Dünyada İsrail ve İran kadar propagandaya önem veren üçüncü bir ülke yok.
Sonuçta bu açıklamalara da ‘propaganda’ süzgecinden geçirerek bakmakta fayda var.
İsrail’e doğru giden füze ve kamikaze dronların çoğunun ABD yardımıyla düşürüldüğü de biliniyor.
İsrail’in 1973’ten bu yana ilk defa bir bağımsız devletten gelen doğrudan tehditle yüz yüze kaldığı yorumları da doğru.
Cumartesi gecesi olanların 7 Ekim sonrası bölgedeki gerilimlerin nasıl hızlıca çatışmaya dönüşebileceğine dair sinyal etkisinin hafife alınamayacak nitelikte olduğunu göstermesi de.
Ancak, sonuçlarına baktığımızda havadan gönderdiği hemen bütün silahları havada iken, hatta İsrail’e ulaşmadan başka bir ülkede imha edilen İran’ın zafer nutukları, bir tiyatro oyunu izliyormuşuz duygusu dışında başka bir intiba vermiyor.
Yorumlar69