Bir Seçim Fırtınasının ardından… (1)
- GİRİŞ05.04.2024 08:14
- GÜNCELLEME08.04.2024 10:36
Milli Görüş Hareketi, AK Partiyi doğuran ocaktır. Bu Partiyi kuranların kahir ekseriyetinin geldiği yer orası. Ne kadar ‘’MG gömleğini çıkardık’’ deseler veya öyle hareket etseler de hataları ve sevaplarıyla oradan aldıkları ahlaki kotları bir türlü terk edemezler. Onlar, din din ve iman kaynaklıdır.
Bütün Türkiye’yi kucaklayan ve kuşatan bir parti hareketi olarak AK Parti kurucuları meydana çıkıp Erbakan gibi efsane bir liderden ve partisinden ayrılmaları, inanç ve yürek isteyen bir durumdur.
Elli yıllık marjinal siyasi bir hareketin dar kalıplarını ve zincirlerini kırmak, bağımsızlığını ilan ederek ayrı bir parti ve yapılanma kurmak AK Partiyi 20 yıl üst üste iktidar, lider ve en büyük parti eden bir çıkış ve duruştur.
Dün Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ‘’yalan, iftira, nefret’’ söylemleriyle, bir sürü yandaş ve candaş’ıyla Erdoğan fırtınası karşısında tutunamayan CHP nasıl oldu da şimdi 31 Mart 2024 mahalli seçiminde oyları sildi süpürdü? Ne hata ve yanlışlıklar yapıldı? Hangi sorunlar çözüm bekliyordu? Bu konjonktüreler depremin fay hatlarını oluşturan sebepler nelerdi?
Önce AK Parti içindeki teşkilat içi yapısal sorunlara bakmak lazım.
1- Samimiyet ve İhlas’ın yerini zamanla yağcılığa, ikiyüzlülüğe, çıkarcılığa ve popülizme bıraktı.
2- İslami duruş ve siyasi ahlak yozlaştı. Çıkarcı, menfaatçi, ihaleci, rüşvetçi ve kayırmacı guruplar teşkilatlara ve partiye hâkim olmaya başladı.
3- Helal ve haramın sınırları çiğnendi. Önceden eleştirilen diğer parti ve partililerin durumuna düşüldü.
4- AK Partili olma seçiciliği ve çekiciliği yerine, kim olursa olsun, nereden gelirse gelsin, ama çok oy getirsin, bol parası olsun anlayışına teslim olundu.
5- Partinin kuruluş ve yola çıkışta ana çekirdeğini oluşturan İslami hassasiyetleri olan dürüst ve samimi AK Partiyi kuran o taban o veya bu sebepten dolayı yolda terk edilip, yolda bulunan (devşirmeler) partiyi kuranlara tercih edildi. Böylece parti kuruluş amaçlarından saptı ve uzaklaştı. AK Parti ANAP’laşmaya, Adalet ve Kalkınma Partisi Adalet Parti olmaya doğru yamuldu. ‘’Şapkamı koysam seçilir’’ mantığının kurbanı oldu.
6- Başkan Erdoğan’la birlikte samimi olarak gece gündüz çalışan, uğraşan ve mücadele eden insan sayısı her yıl gittikçe azaldı, defolu AK Partililer çoğaldı. Partideki yozlaşma yerini ikiyüzlülüğe, sahtekârlığa, ihanete ve partiyi terk edip karşı rakip partilere geçmeye ve oradan nişan ve siper almaya kadar bu iş gitti. Partide, partinin nimetlerinden faydalanıp sömürenler ve semirenler çeteleri oluştu.
7- AK Partili olmak, AK partiye yakın olmak; iş, aş ve ihale kapma durağı ve yolgeçen hanına döndü. Bunlar da kendi aralarında sömürgen ve semirgenler sınıfını oluşturarak havalarından, alım ve çalımlarından, kibir ve gururlarından yanlarına yaklaşılamadı. Ruhsuz balon devler oluştu. Parti atananlar, dadananlar ve kazananların imkân ve güçleriyle parti kuşatıldı. Halk içinde AK Partinin imajı, ‘’helale haram katanlar, öldüm fiyatına davayı satanlar’’ diye anılmaya başlandı.
8- Gerek devlet bürokrasisinde gerekse Belediyelerde israf ve aşırı harcama yapmak itibar kazanma ve hava atma ritüellerine dönüştü. Fakir, fukara, emekli, yoksul, yetim kendi kaderlerine terk edilirken, yüzbinler harcanarak lüks otellerde eğlence ve şarkıcılarla moral geceleri tertip edildi. İsraf diz boyunu aştı.
9- Milli Eğitimde başarısızlıklar üstüne başarısızlıklar yaşandı. Ahlak dersi moral dersi haline getirilerek gayesiz, amaçsız ve idealsiz boş bir gençlik türedi. AK Parti iktidarlarında yetişen X-Z-Y kuşağı gibi bu tipler AK Partiye karşı oy verdiler. Allahtan, dinden, imandan, Kur’an’dan uzaklaşıldı ve hala uzaklaşılmakta…
10- Tepeden bakan milletvekilleri, belediye başkanları, halktan kopuk ve uzak antipati yayan, üslup sorunu yaşayan, kabalıkta şampiyonluğu kimseye kaptırmayan kravatlı, dar paçalı, karga burun ayakkabı’ lı, kibirli ve havalı bir AK Parti kuşağı türedi. Yıllarca Parti’nin kahrını çeken ve ona emek, gözyaşı ve alın teri verenler derkenar edildi.
Parti silik, şahsiyetsiz kişilerden arındırılmadı, ehliyet ve liyakat gözetilmedi, ilk kuruluş ayarlarına dönülmedi. Bu konu ve durumlara teşkilat içinde özeleştiri getirenler haşlandı, hoşt’ landı ve dışlandı.
11- Erdoğan demek AK Parti demekti, AK Parti demek Erdoğan demekti. Daha Erdoğan yaşarken geleceğin aktörleri şimdiden belirlenmeli, öne çıkarılıp yetiştirilmeliydi. Partide, ‘’İnsanlar fani dava bakidir’’ anlayışı hep pas geçilerek günü kurtarmanın ve gönle hoş gelen tek adam liderliğinin heves ve hesaplarında boğuldu.
12- AK Parti CHP’lileşme, CHP ise AK Partileşme yolunda büyük mesafeler aldı. AK Parti İslami damara ve Müslüman tabanı ihmal etti. O yüzden ANAP gibi kan kaybetmeye devam etti. Bunun yüzden büyük bir samimiyetle, cesaretle kendi otokritiğini, özeleştirisini ve iç hesaplaşmasını vakit geçirmeden yapmak, hata ve yanlışlardan süratle dönmek zorundadır.
13- AK Parti, devletin gücüne değil Hakkın ve haklının gücüne güvenmeli ve dayanmalıdır. AK Parti’yi AK parti yapan Hakkın ve Halkın gücüdür. ‘’Haktan kopuk her kim ve hareket olursa olsun haklıdan da, halktan da, hukuktan da kopar’’ anlayışı parti taban ve tavanında yeniden inşa edilmelidir.
14- Siyaset yolunda atanmışlar ve dadanmışlarla değil, yolda bulunanlarla değil adanmışlar ve eğitilmiş hasbi fedai kadrolarla yürünür. Yol, birlikte yola çıkanları yolda bırakmak, atmak ve satmakla değil, gönül ve adamlarıyla birlikte yürünür.
14- ‘’Araba devrildikten sonra akıl veren ve yol gösteren (elbette) çok olur’’, biliyorum. Ama bu saydıklarımız ve sayamadıklarımız araba devrilmeden önce konuşulması, tartışılması eksik ve aksakların yerine getirilmesi gerekli değil miydi? Peki hangi zafer ve güç sarhoşluğu bunları konuşmak ve tartışmaktan AK Partiyi engelledi? Sağda solda suçlu aramaya gerek yok. Suçlu bu hata ve yanlışları bile bile yapanlar, bunları görüp de yiğitçe onlara engel olmayanlar, haksızlığın ve hukuksuzluğun karşısında susanlardır.
Özetle; AK Parti teşkilatları, bu partiyi kuranların dışındaki çıkar ve menfaat gruplarının ahlaki, fikri ve fiili işgalinden kurtarılmalıdır. Adananlar dadananlar tarafından çeşitli vesileler ve ayak oyunlarıyla kendi yuvaları olan AK Partiden uzaklaştırılmasına müsaade edilmemelidir. Sorunlar insan kaynaklı ve ahlaki bir yozlaşmanın neticesi ve acı meyvesidir. Parti teşkilatları ve belediye başkanları arasındaki güç çekişmeleri, didişmeler, ayrılıklar, zıtlaşmalar, anlaşmazlıklar ve birbirlerini adam yerine koymama ve kabullenememe gibi sorunlar halledilmelidir.
Tüm bu sorunlar ve çözümleri her bölge ve teşkilata karşı özeldir, şahsidir, nefsidir. Tabanın, belediye ve parti teşkilatlarındaki sıkıntıların özüdür, özetidir ve öznesidir. Parti tabanını umutsuzluğa, kırgınlığa, dargınlığa ve yorgunluğa sevk eden derhal değiştirilmesi gereken ehliyet ve liyakatsiz tecrübesiz ve kifayetsiz muhterislerin derhal değiştirilmesidir.
Arif Altunbaş - Haber 7
Yarın devam edecek…
Yorumlar12