Ramazan ve iman kardeşliği
- GİRİŞ29.03.2024 11:27
- GÜNCELLEME29.03.2024 11:27
Ramazan bir ibadet ve kardeşlik mevsimidir. Bu mevsimde bütün İslam âleminde dikkat çekici bir canlılık ve hareketlilik hissediliyor. Müslümanlar arasında kardeşlik ve dayanışma ruhu canlanıyor. Yardımlaşma ve dayanışma duyguları etkisini gösteriyor.
Oruç en başta Allah’a karşı bir kulluk sorumluluğu ve ibadet olmakla birlikte hikmetlerinden biri aç ve ihtiyaç içindeki mü’minlerin sıkıntılarını hissetmek ve anlamaktır. Bu hikmet iman kardeşliğinin ve ümmet bilincinin önemine biraz daha dikkatimizi çekmektedir.
Ramazan bir arınma ve yenilenme ayıdır. Bu ayda oruç tutulmasının amacı da sadece insanın bedenini açlığa ve tahammüle zorlaması, böylece zorluklara alıştırması değil; zorluklara karşı direnmenin yanı sıra günâhlardan uzak durma konusunda sabır ve duyarlılığa da alıştırmasıdır. O yüzden Hz. Peygamber (s.a.s.) bu ayda nafile namazlarını da artırır ve genellikle son on gününü camide itikafla geçirirdi.
Hz. Peygamber (s.a.s.) aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’in bulunduğu Ramazan’a kadar vahyedilmiş kısmını Cibril (a.s.)’e okurdu ki bu da mukabele diye bilinir. Günümüzde sürdürülen mukabelenin de örneği budur. Ancak mukabeleyi sadece Kur’an’ı yüzünden okuma veya dinleme düzeyinde bırakmamak, verdiği mesaja da muttali olmaya, tümünü olmasa bile bir kısmını anlamaya çalışmak gerekir.
Ramazan bir ibadet, arınma, senenin geriye kalan döneminde tutan paslardan ve kirlerden temizlenme, Kur’an’ın sunduğu hayatla bütünleşme, Müslümanlar arasında ümmet ve kardeşlik bağlarını güçlendirme mevsimidir. Bunlara öncelik verilmesi Ramazan’ı asıl fonksiyonuna döndürmemize vesile olacaktır.
Ramazan’daki dayanışmada ümmet bütünlüğü çerçevesinde düşünmek ve emperyalizmin Müslümanları küçük parçalara ayırmak amacıyla çizdiği sınırları aşmak da büyük önem taşıyor.
Ramazan aynı zamanda bir iyilik çıkartması ayıdır. İslâm âleminin değişik bölgelerinde sıkıntılarla, zorluklarla hayatlarını sürdüren kardeşlerimiz var ve onlar için Allah’ın izniyle bu yılın Ramazan’ında da iyilik çıkartması yapılıyor. Bu iyilik çıkartması aynı zamanda oralarda yaşayan insanların gönüllerinin fethedilmesini sağlıyor. Gönüllerin fethi toprakların fethinden daha önemli ve önceliklidir. Son yıllarda yapılan iyilik çıkartmalarıyla pek çok beldede gönüllerin fethinde büyük başarılar elde edildiğini söyleyebiliriz. Bu fetih dairesini genişletmek gerekiyor. Her kim gücü nispetinde bir katkıda bulunursa o fetihte de yerini alır.
Bilindiği üzere bu yılın Ramazan ayında siyonist vahşet yüzünden Gazze’nin bir öncelik hakkı var. Çünkü bu bölge bir yangın bölgesi hükmündedir ve orada işgalci vahşetin sınır tanımayan zulüm uygulamaları yüzünden çok büyük sıkıntılar yaşanıyor.
Büyük sıkıntıların hafifletilmesi için paylaşılması büyük önem taşıyor. Gazze’de iki buçuk milyona yakın insan siyonist vahşetten kaynaklanan ağır bir sıkıntıyı kaldırmak zorunda ve siyonistlerin azgınlıkta ileri gitmelerine rağmen orada ümmet açısından bir ribat yeri konumunda olan alanı korumaya çalışıyorlar. Onların orada küresel emperyalizme ve onun tam desteğiyle vahşette sınır tanımayan işgalcilere karşı verdikleri mücadele tüm ümmet adına verilen bir mücadeledir. Bu mücadelenin sürdürülmesi bütün dünya Müslümanları açısından büyük bir önem taşıyor.
Orada ribat çizgisini korumaya çalışan halkın sırtındaki ağır yükün hafifletilmesi için Müslümanlar olarak hepimizin gücü ve imkanı nispetinde katkıda bulunması gerekir. Bu katkı yerine göre maddi desteklerle yerine göre kültürel ve sosyal etkinliklerle yerine göre de siyasi çalışmalarla olur. Ama bu mücadeleye herkes bulunduğu yerden kendi çapında katkıda bulunabilir.
Sürekli başkalarını sorgulamak ve itham etmek kolaydır. Ama unutmayalım ki, “Siyonist işgalciler karşısında iki milyar nüfusa sahip İslam alemi neden acze düşüyor ve siyonist vahşetin önüne geçemiyor?” sorusunun muhatapları arasında biz de varız. Çünkü biz de bu bütünün bir parçasıyız. Bütün herkesin iman kardeşliğini bu çerçevede değerlendirmesi gerekir.
Ahmet Varol / Yeni Akit Gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol